Bu Blogda Ara

14 Haziran 2010 Pazartesi

Delisiyle kedisiyle Kuzguncuklu olmak:)))

7 yıl önce bugün Tribecalı oldum ben... İstanbul'a taşınalı sadece 3 ay olmuştu, bu kapıdan ilk girdiğimde... Günlerden Cumartesi'ydi, ilk defa geldiğim Kuzguncuk'taki Boğaz manzarasına büyülenmiştim. Tribecalı olduğum kadar kedisiyle, delisiyle Kuzguncuklu'da oldum, sanırım aidiyet duygum yüksekmiş benim.

Ceydoşum (O zamanlar Ceydoşum olacağını bilmiyordum tabi:) kapıda karşıladı beni, beklemek için ikinci kata geldiğimde bir masayı kestirdim gözüme ve ben bu masada oturacağım dedim kendi kendime, işe alınıp alınmayacağımı bilmeden... Üzerinden çok zaman geçti ve ben şimdi bu satırları yazarken o masada oturuyorum...

Çoook şey öğrendim bunca zaman içerisinde, büyüdüm, değiştim, geliştim... Bu güne kadar hayatıma dokunan her bir Tribecalı çok şey kattı bana, bir sürü arkadaşım, can dostum oldu... Her birini tanımak ve her biriyle çalışmak benim için bir ayrıcalıktı...

Bir gün Kuzguncuk dışına kanatlarımı açma vaktim geldiğinde eminim bu benim için çoook zor olacak, sulugözlüyümdür, eminim hem ağlar hem de giderim...

Geriye dönüp bakınca pek bir veda yazısı gibi olmuş niyeyse, kimler geldi kimler geçti, ben yine buradayım:)))

10 Haziran 2010 Perşembe

Blog yazamayangillerin en önde gideniyim....

Çoook uzun bir süredir hep bir blogum olsun da ben de bir şeyler yazayım diye düşündüm, iş-güç-koşuşturmaca derken bir türlü nasip olmadı. Bir sürü blogu hem beğenerek hem de için için kıskanarak izledim, sonrasında cancağızım açıverdi blogumu, bende iki karalayıverdim...

Sosyal ağların bilirkişisi Berkin blogum için hayırlı olsun derken "umarım devamını getiririsin" demişti de itiraf ediyorum o zaman neden devamını getirmeyeyim ki diye düşünmüştüm...

Meğersem öyle değilmiş kazın ayağı, hiç öyle feysbuk, friyendfid yada tivitır'a benzemiyor buraya yazmak.

İlk yazımı yazalı tam 12 gün oldu, 12 gündür bin türlü şey geçti aklımdan bloguma yazayım diye, her birine bir kulp buldum, özel olmalı dedim, güzel olmalı dedim, farklı olmalı dedim ve fark ettim ki o kadar ince eleyip sık dokuyunca hiç bir ilerleme katedemiyorum.

Artık şeytanın bacağını kırmalıyım, hiç özel olmasa da, hiç farklı olmasa da bir şeyler yazmalıyım, ben kim miyim?

Blog yazamayangillerin en önde gideniyim....